
KARIŞIK FİKSTÜR KARIŞIK MAÇLAR #2
Premier Lig’de hafta içi maçları devam ederken Liverpool’un 68 maçlık iç sahada kaybetmeme serisi sona erdi. Leicester’ın zirve yürüyüşü, Frank Lampard’ın Chelsea’deki kariyerini tehlikeye attı. Hafta içi maçları sonrasında Manchester’ın iki yakası yine zirvede kalmayı başardı.
Leicester City – Chelsea / 2-0
Puan tablosunda üst sıralara yükselmek isteyen Leicester için önemli bir maç olmasının yanında Brendan Rodgers için de özel bir maçtı. Rodgers aldığı galibiyet ile kariyerinde big six takımlarına karşı ilk galibiyetini alırken Leicester’ı tekrar şampiyonluk yarışına ortak etti. Geçtiğimiz yıl Boxing Day sonrasında düşüşe geçen Leicester ligde başladığı yerden çok daha uzak yerde bitirmişti sezonu. Bu sezon ise tam tersi bir senaryo oldu ve Boxing Day sonrasında Leicester istediğini alan taraf oldu. Southampton maçında olduğu gibi bu maçta da Leicester topu rakibine bıraktı. Böylece topsuz oyunu da ne kadar rahat ve iyi oynayabileceğini gösterdi. Schmeichel, Evans, Albrighton ve Vardy gibi ligde şampiyonluk yaşamış tecrübeli isimlerin yanında Fofana, Barnes ve Ndidi gibi dinamik oyuncularla Leicester çok daha kaliteli ve dengeli bir takım oldu.
Şampiyonluk kelimesini söylemek hâlâ erken ama ortaya koyduklarını oyun yapısı ve devamlılıkla yarıştan uzun süre kopmayacaklarını söylemek mümkün. Yaz transfer döneminde yapılan transferler sonrasında herkesin beklediği şey çok daha farklı bir Chelsea görmekti ancak işler beklendiği gibi olmadı. Burada asıl sorulması gereken konu da sanırım şu, bu kadar çok transferin olduğu bir takımdan uyum beklemek ne kadar doğru? Ya da takımın başındaki antrenörün deneyimi bu kadroyu yönetmeye ne kadar yeterli? Lampard’ın Chelsea’nin başına geçerken başardıkları Derby County’de yükselme playoffu oynamaktı. İlk döneminde genç oyuncularla rahat bir şekilde oynayabildiğini gösterdi ancak sahaya çıkan isimlerin bonservis bedelleri büyüyünce işler aksi yöne gitti.

Sezon başında Chelsea için belirlenen hedef şampiyonluk olduğu için ve yapılan transferlerin yüksek bedelli isimler olması bu beklentiyi oluşturdu ancak sezonun bir bölümü haricinde takım içindeki uyumu büyük sorunlar oluşturdu. Bu sorun hakkında Lampard’ın taktiksel yetersizliği bir gerekçe olabilir ancak sorun daha büyük gibi duruyor. Şampiyonlar Ligi’ndeki Krasnodar maçı sonrasında bulunan sistem takımın toparlanmasına yeterli olmuştu ancak sonrasında yine sezon başında olduğu gibi oyuncuların sürekli değişmesi ve kadro istikrarının sağlanamaması Chelsea’nin ve Lampard’ın sorgulanmasına yol açtı. İngiliz teknik adamın yerinde ligdeki herhangi bir hoca olsa muhtemelen çoktan kovulmuştu. Ligin zirvesinden hâlâ uzak değiller ancak ortaya koydukları oyun içinde bulundukları durumu toparlamayacakları izlenimi vermiyor. Lampard ile sezonu tamamlayabilirler ancak durumun sezon sonunda da aynı kalması halinde açılan kredinin sonu muhtemelen gelmiş olacak.
West Ham United – West Bromwich Albion / 2-1
Sezon başında West Ham’ın üst sıralara yakın olacağını söylemek biraz garip gelebilirdi ancak David Moyes elindeki kadrodan fazlasını almayı başardı. 1958’den sonra ilk kez bir takvim yılındaki ilk dört maçını kazanan West Ham yedinci sıraya yerleşti. Sam Allardyce’ın West Bromwich’in başına geçmesindeki temel sebep takımı savunma olarak daha iyi bir konuma getirmesinin istenmesi ve ligde tutmasıydı. Ancak eldeki oyuncu grubuyla bunu başarabileceğine dair henüz bir işaret vermedi. Liverpool maçını ayrı bir yere koymak gerekiyor çünkü o maçtan sonra Liverpool’un hücum anlamında ne kadar sorun yaşadığını gördük. Dolayısıyla o maç özelinde ister istemez Liverpool mu çok kötüydü yoksa West Bromwich mi çok iyiydi sorusu gündeme geldi. Bu sorunun cevabını da West Bromwich son maçlarında fazlasıyla gösterdi.
Stoperler dahil savunma hattındaki herkesin ligin çok altında bir seviyede olması Allardyce’ın işini zorlaştırıyor. Maç sonu yaptığı, ‘’Bu savunma hattıyla saçlarımın dökülmesinden ve kel kalmaktan korkuyorum.‘’ açıklaması da bunu doğrular nitelikteydi. Liverpool ve sonrasında oynadıkları maçlardaki 5’li ya da 6’lı savunama hattı bu maçta klasik 4-4-2’ye dönerken önceki maçlara göre daha verimli bir yapı olduğunu söylemek mümkün. Yedikleri gollerden önce topun karşısında iyi durdular ancak West Ham’ın geçiş oyunu ve set oyunundaki akıcılığı maçı kaybetmelerine sebep oldu. Allardyce’ın çalıştırdığı takımları küme düşürmemesi önceki dönemlerdeki oyun yapılarıyla mümkündü ancak günümüzde savunmanın yanında hücumu da doğru yapmanız gerekiyor. Geride beklemek bir tercih ama kontra tehdidi oluşturamadığınızda pek bir önemi kalmıyor.

Geçen haftaki Wolves maçında alınan sonucun da ne kadar yanıltıcı bir sonuç olduğunu West Ham karşısında oynanan oyun gösterdi. West Ham için bu sezon oldukça iyi gidiyor ve Moyes Everton sonrasında ilk kez kadrosundan bu kadar verim alıyor. West Brom için ise işler tam tersi. Eldeki oyuncu grubuyla ligde kalmak artık mucizeden de ötesinde gözüküyor. Ayrıca Allardyce’ın ekibi bunun devre arası transferleriyle çözülebilecek bir durum olmadığını her hafta farklı şekilde gösteriyor.
Aston Villa
Bu hafta iki maç yapan tek takım olan Aston Villa, oynadığı iki maçta da aslında geçtiğimiz sezona göre niye daha farklı bir takım olduğunu gösterdi. Bu haftaki ilk maçında City deplasmanında rakibinin oyun yoğunluğunu maçın büyük bir bölümünde durdurmayı başaran Villa, bireysel bir çabayla yıkılabilirdi ki öyle de oldu.
Ofsayt tartışmaları gölgesindeki ilk golde Bernardo Silva’nın golüne Villa engel olamadı ve sonrasında gelen golle sahadan yenik ayrıldı. Maçı kaybetseler de topsuz oyunu harika oynadılar ve bunu City’nin 70. dakikaya kadar gol bulamamasından doğrulayabiliriz. City ile sezonun ilk bölümünde karşılaşsalar belki bu oyunla puan alabilirdi ancak son 10 maçında 8 galibiyet alan ve oyun olarak eski günlerine dönen City karşında alınan bu yenilgi çok da sorun olmamalı. Hafta sonunun tek Premier Lig maçı olan ve ligdeki ilk erteleme maçı olan Newcastle karşısında da tam tersi bir oyunla galibiyet aldılar. Topu bu sefer rakibine bırakan Newcastle’dı topla bir şeyler üretmesi gereken City maçının aksine Aston Villa’ydı. Rakibine maçın neredeyse tamamında üstünlük sağlayan Villa, rahat sayılabilecek bir oyunla galibiyeti aldı.

Newcastle için ise kulübün satış durumu her şeyi çözebilecek tek konu gibi duruyor. Takımın geleceğinin belirsizliği ve doğal olarak baskı altındaki bir menajerin iyi performans göstermesi çoğu şeyin önünü tıkıyor. Ligin başında yapılan transferlerin uyum sağladığı farklı bir takım görüntüsü olsa da haftalar ilerledikçe kaotik bir takım görüntüsü oluşmaya başladı. Koronavirüsün en sert etkilediği takımlardan biri olması da bir gerekçe olarak gösterilebilir ancak oynanan oyunu buna bağlamak biraz yanlış olabilir.
Liverpool Burnley / 0-1
Liverpool’un West Bromwich maçı sonrasında yaşadığı sorun gelip geçici bir şey gibi gözükmüştü ancak sorunun aslında gözükenden daha büyük olduğu ve o maçta gözüken şeyin sadece buz dağının gözüken kısmı olduğu sonraki haftalarda belli oldu. Van Dijk’ın sakatlığı sonrasında stoperde sorun yaşayacakları belliydi ancak çözümü saha içinden bulmak belirli şeyleri dengelese de hücumdan epey bir şey götürdü. Orta sahadan eksilmek hücum ritmini kaybettirirken, Henderson ve Fabinho’nun orijinal mevkileri dışında olmaması Liverpool’a top hakimiyetini yine sağlasa da hücum yoğunluğunu baltaladı.
Derinde bekleyerek sonuç alan ligdeki en iyi takımlardan biri olan Burnley bu maçta en iyi yaptığı şeyi yaptı ve sürpriz bir galibiyete imza attı. West Bromwich maçında olduğu gibi Burnley’nin de oynadığı oyunu kötülemek doğru olmayabilir fakat Liverpool son beş maçta yaşadığı sorun rakipten değil Liverpool’un kendisinden kaynaklı. Takımın işleyen düzeninde değişiklik yapmak en iyi işleyen düzeni bile sıradanlaştırabilir. Liverpool’un da yaşadığı sorun tam olarak bu. Sistemin işleyenleri verim verdikleri yerin dışına çıkınca performans düşüyor ve sistem çalışmaya devam etse de eski performansından uzak kalıyor. Liverpool’un bu dönemde gol sorunu yaşaması da orta sahadaki rotasyondan kaynaklanıyor. Thiago tempo artırıcı oyuncu olmaktan ziyade yerleşik oyunda pas dağıtıcı ya da geçiş oyunundaki dağıtıcı rolünde bir oyuncu. Dolayısıyla ondan farklı şeyler istemek Liverpool için yeterli olmuyor.

Devre arasında transfer yapmayacak gibi gözüken Liverpool’da en azından Matip’in sabitlenmesi belirli şeyleri çözebilir. Ancak Alman oyuncunun da devamlılık sorunu ayrı bir soru işareti. Orta sahası güçlü bir Liverpool’un stoperlerde kimin oynadığına bakılmaksızın daha iyi performans vermesi daha muhtemel gözüküyor. Aksi takdirde bir oyuncunun yerini doldurabilmek için yapılan arayışlar Liverpool için sezona mâl olabilir.
Fulham – Manchester United / 1-2
Fulham’ın erken golü sonrasında United’ın vereceği reaksiyon ligdeki gidişat için önemliydi. Çünkü son maçlarda United, öne geçen taraftı ve sonrasında oyunu istediği gibi yönlendirmeyi başarmıştı. Ancak bu maçta geriye düşünce United’ın geçtiğimiz sezon yaşadığı sorunları ne ölçüde tamir ettiği az çok belli olacaktı. Erken gelen gole rağmen ilk yarı bitmeden gelen eşitlik golü United’ın oyunda kalmasına imkân sağladı. Pogba’nın ceza sahası dışından bulduğu gol, United’ı zirvede tutmaya yetti.
United’ın geçtiğimiz sezona göre gelişen en önemli noktalarından biri de bu maçta geriye düşmesine rağmen oyundan düşmemesiydi. Mentâl olarak önceki haftaların getirdiği pozitif hava da etkili olmuş olabilir. Ancak geçtiğimiz sezonki geriye düşülen maçlarda rakibe reaksiyon verilememesi ve oyun olarak ortaya bir şey konulamaması Solskjaer’in sorgulanmasına yol açmıştı. Bu sene ise belirli bir plan çerçevesinde hareket edilmese de takımın her maç özelinde ne yapacağını bilmesi ya da oyun için farklı durumlara uyum sağlayıp tepki verebilmesi United’ı geçtiğimiz sezondan daha iyi bir yere taşımaya yeterli oldu. United’ın önündeki dört maçtan üçünü evinde oynayacak olması rakiplerine göre büyük bir avantaj sağlayacak. Pandemi döneminde deplasman ya da iç saha faktörü önemli ölçüde yok olsa da yine ev sahibi olmak avantaj sağlıyor. Buradan çıkartılacak 12 puan United’ı zirvede tutmaya yeterli olacağı gibi şampiyonluğun da en önemli favorilerinden birisi yapmaya yeterli olacak.
Yazar: Batuhan Özokan
https://twitter.com/BatuhanOzokan
Daha fazla özel içerik için takip edin.